Yeraltından Notlar



[4]

Yeraltından Notlar
Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Sayfa Sayısı: 139
Çevirmen: Nihal Yalaza Taluy
Toplam Hikâye Sayısı: 3

Yorumlar:
            Varoluş felsefesi altında kendini gerçek dünyadan soyutlayan bir kişinin iç çatışmalarını konu alan bu kitapta, bazen ben de bunları yaşadım diyebileceğiniz, karakterin iç dünyası var. Dostoyevskinin en iyi kitaplarından biri. Birçok yazara da referans olan bu kitap ne olursa olsun okunmalı. Kişinin kendisine yaptığı özeleştiriler, onlara karşılık bulma çabaları yüreğine su serpme de diyebiliriz kitap boyunca işlenmiş, yine bazı yerlerinde kendimi ölesiye gülmekten alıkoyamadığım, telaş durumları var.
             Kısacık bir roman ama çok etkileyici. Romanının ana kahramanı kadar diğer karakterler de okuyucunun aklında hemen yer ediveriyorlar. Okudukça ne acayip bir insan, ne acayip insanlar bunlar diye düşündüm. Kahramanımız çelişik, izole ve hasta bir insan, içimizi burkan Liza saf ve çaresiz, uşak Apollon pasif yıldırma taktiklerini çok iyi bilen ve kolay kolay tahammül edilemeyecek bir tip. Diğer kişiler ise belirli kurallar çerçevesinde yaşayan yapmacıklı insanlar. Çeviri çok güzel. Bütün Rus edebiyatı sevenlere benden tavsiye, öncelikle Nihal Yalaza Taluy’un çevirilerini tercih edin. Romanın ana kahramanını (adı bile yoktu galiba) Tutunamayanlar romanındaki Selim Işık’a benzettim. Ama Yeraltından yazan arkadaş fazlaca Rus’tu. [1]



  

4.11[2]


Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski  (11 Kasım 1821 Moskova - 9 Şubat 1881 Saint Petersburg), Rus roman yazarıdır.Çocukluğu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçiren Dostoyevski, annesinin ölümünden sonra Petersburg'taki Mühendis Okulu'na girdi. Babasının ölüm haberini burada aldı. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü'ne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı.
            Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, 1846 yılında yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı.1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. On ay hapisanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Cezasını çekmesi için Sibirya'ya gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti.



[5] 
Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan darlığa düştü. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi eserleri yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden borçlandı ve kumaranelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele aldı. Karamazov Kardeşler adlı yapıtını üç yılda bitiren Dostoyevski, bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 28 Ocak 1881 tarihinde öldü. Dostoyevski için 31 Ocak 1881 tarihinde yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasından yürüdü.[3]

Yeraltından Notlar
“Ben hasta bir adamım... Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben.”
           
            Dostoyevski, daha kitabın başında bile sanki kitabın geri kalanında neyden bahsedeceğini bilmemizi istiyormuş gibi kendini aşağılamakta. Kitabın büyük bir kısmında –yazarımızın kendini aşağılamaktan yorulup başkalarını aşağıladığı zamanlar hariç- yazar kendi dünyasındaki iç çelişkilerden doğan nefreti, dengesizliği, şüpheyi, yalnızlığı ve korkuyu gerçekten akıcı bir şekilde anlatmakta. Gerek baştaki okuyucuyu daraltan, korkutan, yazarı deli olarak düşünmeye iten –gerçi yazar pek çok defa deli olduğunu itiraf ediyor ve bizi de buna sağlam biçimde inandırıyor- kendi kendine konuşur gibi yazdığı bölüm gerekse de hikayeyi anlatan bölüm tam manasıyla hayattan. Ne bir süsleme, ne bir yalan, ne bir okuyucu çekme çabası; kısacası tam olarak sade, gerçek ve bir o kadar da etkileyici olan kitap gerçek bir yazarın mahsülü olduğunu hemen belli ediyor. Özellikle kendi içindeki çatışmaları bu kadar görünür, bu kadar özgürce anlatması yazarı daha da devleştiriyor. Baştaki bölümü okurken sıkılabilmenize rağmen hikaye bölümünde baştaki bölümün ne kadar gerekli olduğunu anlayacaksınız. Ayrıca hikaye bölümünde de yazarın gerçeklikten kopup kendi çelişkilerini anlattığı bölümler çok olacaktır. Daha çok hareket ve macera arayan okurlardansanız bile okumanızı tavsiye ederim. Dünyanın siyah-beyazlığını sadece birkaç safya içinde yıkıp tamamen gri, değişken, çatışmalı bir dünya yaratacak gözünüzde Dostoyevski. Hikaye başında gerçekten çok kasvetli yavaş ilerleyen bir tarzla yazılmış gibi görünse de sona yaklaşmanızla birlikte heyecanınız ve okuma isteğiniz de artacak hatta son sayfalarda kitabı bitirene kadar kendinize dünyadan soyutlayacaksınız. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum, kitabın başları sizi biraz sıkabilir ama kitabı okursanız boşa giden tek bir dakikanız bile olmayacaktır. 


Kaynakça
3) Büyük Larousse Ansiklopedisi 7.Cilt 3333.sayfa-Genel Kültür Ansiklopedisi 98.sayfa (vikipedi kaynakçaları--kısaltılmıştır)
4) https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1pKkhS0OGy3Em6IyiK6_4bkvgJav-94jWAXP4SYRXr7B0gM8nJmchhJGvJZ8CU2guJ4N1X-QfE5tXpcjWJJ_pEcy3Cq6Kt75ITmvKkVvx4Jh5TqGSOoooFIOnj0oMzTGI6e64lon8gCVT/s1600/edebiyat-roman-ceviri-yeraltindan-notlar-k-kapak20110617160554.jpg

5)http://www.notkurdu.com/wpcontent/uploads/biyografi/Fyodor_Mihaylovic_Dostoyevski7_yasamoykusu.jpg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder